Gül kokusunu sizden mi almış bilmem
Bir ateş attınız içime sönmez yanar her dem
Bükülür boynum, bir gariplik çöker
Doyulmaz güzelliğinize hasret kaldı bu gözler!
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Dilenciyim, kapınıza geldim dayandım
İşte bu zalim nefsim işte bunlar günahlarım
Size uzattım ellerimi şahidim olun
Biz gözyaşı dökemedik, tövbemiz için siz dökün;
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Altın bir nesilden geldiniz
Hoş geldiniz sefa geldiniz bizlere şeref verdiniz
Rabbimizin şahidi, peygamberimizin varisi
Gönüllerimizin şifası, aşka susamışların deryası
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Dünya’dan eser bulunmaz kalbinizde
Misk kokuları eksik olmaz elbisenizde
Güzellik sizinle güzelliğini bulur
Yürüyünce toprak sizi kıskanır olur
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım
Gelenler kozaydı, kelebek oldu, sonsuza uçtu
Bu garip hasretinizle yandı kül oldu
Bu tendeki can, can evinden çıkıp size gelmek ister
Son nefesinde sizden himmetinizi bekler
Efendim benim güzel efendim
Sultanım benim gül sultanım