Gece yarısı kapı vuruldu
O geldi.
Simsiyah elbisesi bembeyaz yüzüyle
Baktı uzun uzun şaşkınlığıma
Girdi içeri
Durdu önce biraz sonra yine baktı suratıma şefkatle
Işık saçıyordu karanlık odalarıma
Aydınlatıyordu dünyayı odamdan
Tekrar baktı şaşkınlığıma
Konuşmak istedim kapattı ağzımı parmaklarıyla
Dolaştı odalarda
Damlalar dökülüyordu pembe yanaklarından
Geldi sonra yanıma
Adını sordum Meçhûl dedi
Niye geldin dedim ağlamaya dedi
Neden ağlıyorsun dedim aynaya bak dedi.
Yöneldi sonra kapıya doğru
Son bir kez daha baktı şaşkınlığıma
Yine dökülüyordu damlalar pembe yanaklarından
Ve çıktı gitti etrafına nur yayarak.
O gidince baktım aynaya
Günahlardan kararmış o suratıma.
Ağladım, anladım kimin geldiğini o zaman
Tek bir kelime döküldü dudaklarımdan
Affet!...