Kör kuyulara mı atılsak Yusuf gibi,
Çarmıhlara mı gerilsek İsa gibi,
Denizler mi yarsak Musa gibi,
Hakka giden yolda biz ne yapsak
Tekbirlerle yaşasak Mücahit gibi,
Beş vakit eksik etmesek hafızlar gibi,
Zekâtlar versek Karun gibi,
Yüz mü sürsek Kabe'ye hacılar gibi
Ateşlere mi atılsak İbrahim gibi,
Balıklarla mı Konuşsak Yunus gibi,
Ezanlar mı okusak Bilal gibi,
Hakka giden yolda biz ne yapsak
Mor sümbüllü bağlardan güller mi dersek,
Köz olan ateşlere alev mi olsak,
Bilmem ki senin için neler yapsak,
Başına papatyalardan taç mı yapsak
İLAHİ AŞKA VESİLEM SEN OL!
İLAHİ AŞKA VESİLEM SEN OL!
Ninnilere çoktan bıktı bebek gönlüm.
Sütlerin üstünde ki kaymağı yoktan çekip tattı gönlüm.
Derdimi ona anlatamadım!
Baktıkça kendimi buldum.
Zümrüt gözlüm...
Meçhulde yürüyenler göre kefenlenmeden gömülürüm!
Aşkı dilinden kalbine geçiremeyenlere göre de sürünürüm!
Nerde o günler !
Hayalimden başka nerede görürüm!!!
İlahi Aşka Vesilen Sen Ol!
Şu dikenli dertlerimi kalp gözünde ki bakışınla yol!
Düşüncelerin incinmesin,
Nasırlı duygularda bile bahtiyar ol1
En neşeli anımda ki terk edilişime;
Tercih ederim
Kötü anımda ki bana verdiğin teselliye...
Gözüm gözümde olsada hasretim bakışına,
Şu Gökhan'ın yaslı tasasına,
Vesile-i sabır ol ALLAH aşkına!
Bir müzik ritmiyle dolaştım zamanında;
Samsun dağların da...
Bir seçenek daha koydum bahtıma,
Nefes darlığı çeksem de;
Maltepe yokuşların da...
Şumısralarımı okuyup anlarsan!
Köle olurum!!!
Beni aşan yakut duygularına...